EKONOMİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye Kararlılıkla Yoluna Devam Ediyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ABD ile Çin arasında adeta ekonomik Soğuk Savaş'ın yaşandığını belirterek, "Bu çalkantılı tablo karşısında dünya ekonomisi yönünü ararken Türkiye, kararlılıkla yoluna devam ediyor." dedi.

Yılmaz, Türkiye İhracatçılar Meclisince (TİM) Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni'nde inovasyonun Türkiye’nin kalkınma hamlesine yön veren en kritik başlıklardan biri olduğunu söyledi.

Yılmaz, 12 yıllık birikimiyle girişimcileri, akademiyi, sanayiyi ve kamu kurumlarını aynı hedefte buluşturan bu etkinliğin, küresel ölçekte saygın platforma dönüştüğünü dile getirerek, bugün burada geliştirilen her fikrin, atılan her adımın kalkınma yolculuğuna yeni ivme kazandırdığını, yarına bugünden yön verdiğini ifade etti.

"Doğru bir reaksiyon göstermemiz gerekiyor hep birlikte"

İçinden geçilen dönemin konjonktürel dalgalanmaların ötesinde derin yapısal dönüşümlerin yaşandığı eşiğe işaret ettiğini dile getiren Yılmaz, ticarette korumacı politikaların yeniden yükselişte olduğunu, belirsizliklerin arttığını, küresel rekabetin dengelerinin yeniden şekillendiğini söyledi.

Yılmaz, ABD ile Çin arasında yeniden tırmanan gerilime dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Nadir elementlerle ilgili belli teknolojilerle ilgili daha farklı politikalar ortaya koydu Çin. Buna karşı da Amerika Birleşik Devletleri, güçlü bir reaksiyon gösterdi. Adeta ekonomik bir Soğuk Savaş döneminin içinde olduğumuzu ifade edebiliriz. Geçmişte askeri odaklı, güvenlik odaklı bir Soğuk Savaş yaşadı dünya. Şimdi de ekonomik bir Soğuk Savaş'ın arifesinde olduğumuzu, belki de içinde olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor. Bu yeni dönem belirsizlikleri arttırıyor elbette. Riskleri çeşitlendiriyor ama bir taraftan da yeni fırsatlara da kapı aralıyor. Bu yapısal dönüşümü çok iyi okumamız, ülkemizi de burada çok iyi konumlandırmamız lazım. Kamusuyla, özel sektörüyle."

"Bir istikrar programı izliyoruz"

Yılmaz, bu ortama rağmen ihracatçıların sergilediği performansı yürekten alkışladığını dile getirerek, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisi sayesinde ekonominin 2024'te yüzde 3,3 büyüdüğünü, bu yılın 2. çeyreğinde büyüme oranının yüzde 4,8'e ulaştığını söyledi.

"Bir taraftan bir istikrar programı izliyoruz, bir taraftan da büyümemizi, istihdamımızı devam ettiriyoruz. Bu ikisini aynı anda yapabilmek öyle kolay bir iş değil gerçekten ama Türkiye bunu başarıyor. Böylece Türkiye ekonomisi, kesintisiz 20 çeyrektir büyümesini sürdürerek istikrarını koruyor. İşsizlik oranımız ağustos ayında yüzde 8,5 düzeyinde gerçekleşmiş, son 28 aydır tek haneli seyreden bu oran, iş gücü piyasamızın güçlü görünümünü ortaya koymuştur." diyen Yılmaz, işsizliğin daha da düşeceğini, ilk defa bu Orta Vadeli Program'da atıl iş gücü konusunu çok daha detaylı ele aldıklarını ve iş gücü piyasalarına bu potansiyelin nasıl kazandırabileceğine ilişkin detaylı birtakım politikalara yer verdiklerini anlattı.

"İhracatın kalitesini, niteliğini artırmak son derece önemli"

Yılmaz, OVP’ye göre ihracatın 2028 itibarıyla 300 milyar doları aşacağını, hizmet ihracatının da 150 milyar doların üzerinde olacağını dile getirerek, "Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda katma değeri yüksek, teknoloji yoğun, markalı ve tasarımlı ürün ihracatını artırma kararlılığımız sürmektedir. Bir taraftan ihracatı artırmak, diğer taraftan ihracatın kalitesini, niteliğini artırmak son derece önemli. Katma değeri daha yüksek, teknolojik içeriği daha yüksek bir üretim ve ihracat yapısı oluşturmak son derece kıymetli." diye konuştu.

"Yeni girişimlerin desteklenmesi çok çok kıymetli"

İnovasyon ekosisteminin yalnızca bir sektörün değil toplumun bütün kesimlerinin ortak hareket etmesiyle güç kazanacağını, kamu kurumları, özel sektör ve akademi dünyası arasında kurulan bu üçlü yapının bilgi üretimini hızlandıran, teknoloji transferini kolaylaştıran ve üretim süreçlerini daha çevik hale getiren stratejik zemin olduğunu anlatan Yılmaz, bu çerçevede özellikle KOBİ'lerin, küçük işletmelerin dinamizminden çok faydalanılması ve gençlerin yenilikçiliğinden, girişimciliğinden en üst düzeyde istifade edilmesini gerektiğini vurguladı.