GÜNDEM

Sumud Filosu'ndaki Aktivistler İsrail'in Kendilerine Uyguladığı Şiddeti Anlattı

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye'ye dönüşleri sağlanan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistler, yaşadıklarını anlattı.

Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan, aralarında 36'sı Türk, 23'ü Malezyalının olduğu toplam 137 kişi İstanbul'a geldi.

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye'ye dönüşleri sağlanan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistler, İsrail'in filodaki teknelere saldırısında yaşadıklarını ve alıkonuldukları süreçte maruz kaldıkları fiziksel ve psikolojik şiddeti anlattı.

Küresel Sumud Filosu'nda yer alan gazeteci Ersin Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in kendilerine insanlık dışı muamelede bulunduğunu söyledi.

Hem fiziksel hem de psikolojik şiddete uğradıklarını kaydeden Çelik, "Bazı arkadaşlarımızı yaraladılar, yemek vermediler, su vermediler, onların artıklarını içmemizi istediler, kabul etmedik. Neticede devletimiz bizi getirdi. Ablukayı kaldırdığımızı düşünüyoruz çünkü İsrail'de moraller çok bozuk. İnanılmaz öfkeliler, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bütün dünyanın onlardan nefret ettiğini görmeye başladılar. 3 gün önce ablukayı kırdık ve kırılmanın etkisini 3 gün boyunca İsrailli siyonist askerlerin ve polislerin yüzlerinden net şekilde okuduk." diye konuştu.

"İsrail'in bu soykırımının sonunu göreceğiz"

Aktivistlerden Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Muhammed Emin Yıldırım Gazze'deki soykırıma dikkati çekmek için Sumud Filosu'na katıldığını belirterek, "Belki Gazze'ye varamadık ama Gazze'nin sesini dünyaya duyurmak adına bir adım oldu. Yüreklerimizde Gazze'ye varamamanın bir kırgınlığı var ama nihayetinde bu ses dalga dalga yükselecek ve inşallah İsrail'in soykırımının sonunu göreceğiz." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, İsrail tarafından insani bir davranış görmediklerini aktararak, "Gemilerimizi ablukaya aldılar sonraki süreçlerde de çok aşağılanmalara maruz bırakıldık. Yaşadıklarımızı görünce, yıllardır Filistinlilerin neler yaşadığını biraz daha iyi anlamış oluyoruz. Normal bir su bile vermediler. 3 gün boyunca içme suyundan mahrum bırakılacak şekilde, ibadet haklarımıza engel olacak tavırları vardı. İsrail'in şimdiye kadar yaptıklarına yakışır bir tavırla karşı karşıya kaldık." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in alıkonuldukları yere geldiğinde rezil olduğunu kaydeden Yıldırım, "İnsanlar, yüzlerine karşı terörist olduklarını söylediler. Asıl teröristin Gazze'de soykırım yapanlar olduğunu söylediler. Hiçbir şey söyleyemeden çok kızgın ve rezil olmuş şekilde orayı terk etmek zorunda kaldı." dedi.

Yıldırım, ülkesine döndüğünden mutlu olduğunu vurgulayarak, yetkililere de teşekkür etti.

Aktivistlerden Prof. Dr. Haşmet Yazıcı da duygularını, "Gazze'ye gitmek nasip olmadı. İsrail bizi uluslararası sularda alıkoydu ve 3 gün kadar bize terörist muamelesi yapıp, hapishanede kalmak mecburiyetinde bırakarak fiziksel ve psikolojik mobinge maruz bıraktı. Allah razı olsun devletimiz bizi oralardan aldı." diyerek ifade etti.

Yazıcı, her gemide aktivistlere farklı muameleler yapıldığını bazı arkadaşlarının 16 saat boyunca plastik kelepçelerle yolculuk etmek zorunda kaldığını dile getirdi.

"Bizi güvenli şekilde evimize getirdikleri için Türkiye'ye teşekkür etmeliyiz"

Arjantinli aktivist Gonzalo Di Pretoro, İsraillilerin kendilerine kaba davrandığını söyledi.

Sağ ayağından ampütasyon geçirdiğini aktaran Pretoro, "Özel ayakkabıya ihtiyacım olduğunu söyledim. Bana basit ayakkabı getirdiler. Ayrıca, buna (özel ayakkabı) ihtiyacım olduğunu söylediğimde beni itip kaktılar. Bize karşı çok agresiflerdi." ifadelerini kullandı.

Fas asıllı Fransız vatandaşı Yasin Benjelloyn da İsraillilerin orada kendilerine sergiledikleri davranışların Filistinlilere ne yaptıklarını hayal etmelerini sağladığını ifade ederek, "Bize yaptıkları şey, ilaca ihtiyacı olanların ilaç almasını engellemekti. 32 saat sonra bize sadece su verdiler. Neredeyse hiç yiyeceğimiz yoktu. Sabah saat 03.00'te köpekler ve keskin nişancılar odamıza girerek bizi uyandırdılar. Uyumamızı engellemek için her iki saatte bir bizi uyandırdılar. Bunu bize, vatandaşlara, masum sivillere yapıyorlar. Bu, bizim Filistinlilere ne yaptıklarını sadece hayal etmemizi sağlıyor." diye konuştu.

Benjelloyn, "Bizi güvenli şekilde evimize getirdikleri için Türkiye'ye teşekkür etmeliyiz." dedi.